Bir zamanlar, ayaklarının kırkını da müthiş bir hünerle kullanarak çok güzel danseden bir kırkayak varmış. Ormandaki tüm hayvanlar bu kırkayağın dansını izlemeye gelirler ve her seferinde onun dansedişine hayran kalırlarmış. Ama onun bu dansedişini beğenmeyenler de varmış. Bunlardan biri de kurbağaymış? Ne yapsam da kırkayağın böyle güzel dansetmesini engellesem diye düşünüp duruyormuş. Güzel dansetmiyorsun dese olmazmış. Ben senden daha güzel dansederim dese hiç olmazmış. Düşünmüş, taşınmış, güzel bir plan hazırlamış. Oturup kırkayağa bir mektup yazıp, göndermiş. ? Eşi benzeri olmayan saygıdeğer kırkayak kardeşim ! ? diye başlamış mektuba ? sizin benzersiz danslarınızın naçiz bir hayranıyım. Müsaadenizle sizden şunu öğrenmek istiyorum. Nasıl böyle güzel dansedebiliyorsunuz.? Acaba önce 13.sol ayağınızı, sonra da 27. sağ ayağınızı atarak mı dansa başlıyorsunuz? Sonra da 11.sağ ayağınızı kaldırıp, 35.sağ ayağınızı mı indiriyorsunuz? ? İmza naçiz hayranınız kurbağa. Kırkayak mektubu alır almaz nasıl dansettiğini düşünmeye başlamış. Önce hangi ayağını attığını..? Ondan sonra hangi ayağını kaldırdığını? ve sonunda kırkayak dansetmeyi bırakmış? Bu bize aklın yaratıcılığı nasıl engelleyebileceğini gösteren güzel bir örnek. Bazen kulaklarımızı tıkamalıyız ve isteklerimizi, hayallerimizi yüceltmeliyiz....
Diğer Jostein Gaarder Sözleri ve Alıntıları
- Olanaksızı hayal etmenin özel bir ismi var. Biz ona "ümit" deriz.
- Ben, biz insanların çok zeki, örneğin uzayın ve atomların yapısını inceleyebilecek kadar zeki olduğumuz halde, kendi hakkımızda pek bir şey bilmememizi tuhaf buluyordum. Babamın cevabı bana o kadar akıllıca geldi ki, onu burada kelimesi kelimesine aktarabileceğimi sanıyorum: "Eğer beynimiz, onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı", dedi ve tam burada durdu biraz, "o zaman öyle aptal olurduk ki, yine anlayamazdık onu."
Bunu uzun düşündüm. Sonunda, sorumun yanıtı olabilecek hemen her şeyi içerdiği sonucuna vardım.
Babam devam etti sözlerine: "Örneğin, bizimkinden çok daha basit yapıda beyinler var. Bir solucanın beyninin nasıl işlediğini anlayabiliyoruz mesela, en azından büyük ölçüde. Solucanın kendisi anlayamaz bunu, çünkü beyni fazla basittir bu iş için."
- Kabalmysteriet - Ben, biz insanların çok zeki, örneğin uzayın ve atomların yapısını inceleyebilecek kadar zeki olduğumuz halde, kendi hakkımızda pek bir şey bilmememizi tuhaf buluyordum. Babamın cevabı bana o kadar akıllıca geldi ki, onu burada kelimesi kelimesine aktarabileceğimi sanıyorum: "Eğer beynimiz, onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı", dedi ve tam burada durdu biraz, "o zaman öyle aptal olurduk ki, yine anlayamazdık onu."
Bunu uzun düşündüm. Sonunda, sorumun yanıtı olabilecek hemen her şeyi içerdiği sonucuna vardım.
Babam devam etti sözlerine: "Örneğin, bizimkinden çok daha basit yapıda beyinler var. Bir solucanın beyninin nasıl işlediğini anlayabiliyoruz mesela, en azından büyük ölçüde. Solucanın kendisi anlayamaz bunu, çünkü beyni fazla basittir bu iş için."
- Kabalmysteriet - Atina uyuşuk bir at, bense onu uyandırmaya çalışan bir at sineğiyim.
- "Bir kere rüyamda kelebek olduğumu gördüm.Şimdi artık rüyasında kelebek olduğunu gören Chuangtze miyim, yoksa rüyasında Chuangtze olduğunu görmekte olan bir kelebek miyim bilmiyorum."
- Birbirimizin geçmişine sahip olamayız, Jan Olav. Birlikte bir geleceğimiz olacak mı, soru bu.
- Sofie kararsizdi
- Sofie şaşırmıştı.
- Olanaksızı hayal etmenin özel bir ismi var. Biz ona "ümit" deriz.
- Ben, biz insanların çok zeki, örneğin uzayın ve atomların yapısını inceleyebilecek kadar zeki olduğumuz halde, kendi hakkımızda pek bir şey bilmememizi tuhaf buluyordum. Babamın cevabı bana o kadar akıllıca geldi ki, onu burada kelimesi kelimesine aktarabileceğimi sanıyorum: "Eğer beynimiz, onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı", dedi ve tam burada durdu biraz, "o zaman öyle aptal olurduk ki, yine anlayamazdık onu."
Bunu uzun düşündüm. Sonunda, sorumun yanıtı olabilecek hemen her şeyi içerdiği sonucuna vardım.
Babam devam etti sözlerine: "Örneğin, bizimkinden çok daha basit yapıda beyinler var. Bir solucanın beyninin nasıl işlediğini anlayabiliyoruz mesela, en azından büyük ölçüde. Solucanın kendisi anlayamaz bunu, çünkü beyni fazla basittir bu iş için."
- Kabalmysteriet