- _ Oh, ne güzel saçlar! Kaç para verirsin? -On frank Hadi, kes o zaman. Yünden örme bir eteklik alarak Tenardiyelere yolladı. Bu jüponu gören karı koca çok kızdılar, onların derdi giysi değil, paraydı. Etekliği kendi kızları Eponin'e giydirdiler. Oysa, Fantin mutluydu; şöyle düşünüyordu: "Artık kızım üşümüyor, onu saçlarımla giydirdim."
- Bana bakın javer, ilk adalet, vicdandır.
- Kimse onun yaşını kestiremezdi, sanki hiç genç olmamış ve hiç bir zaman ihtiyarlamayacak tiplerdendi.
- Aslında, o, kimsesiz bir çocuk sayılmazdı. Bir ailesi vardı; ancak babası onu benimsemediği gibi, anası da sevmezdi. Bu gibi çocuklar kimsesiz yavrulardan çok daha acınmaya layıktır.
- En büyük hatası da sonuna kadar iki nankörü sevmesi oldu. Vatanını ve beni.
- Benim babam kahraman bir adamdı. Fransa Cumhuriyetine şerefle hizmet etti, yaşamının yirmi beş yılını zorluklara göğüs gererek, güneş altında, yağmur altında, kurşun altında geçirdi; yirmi kez yaralandı fakat asla sızlanmadı, tek başına, yoksulluk içinde öldü. En büyük hatası da sonuna kadar iki nankörü sevmesi oldu. Vatanını ve beni.
- Sefalet de bir alışkanlık olur.
- Belki evlatlarını sevmeyen babalar bulunur, fakat torunlarını sevmeyen dedeler çok azdır.
- Bağışlayın Mösyö, sözlerinizden tek anladığım sizin bir haydut olduğunuzdur.
- Susmak, yalan söylemek değildir, diyeceksiniz, hayır haksızsınız, yalan söyleyen suskunluklar vardır. Ben de her gün yalan söylemek istemedim.