- ABD , 1946 - 1970 sürecinde ekonomik açıdan '' altın çağ '' yaşadı . Ancak 1970 ' lerin başında ki petrol krizi ve Vietnam bozgunu ekonomisini yapısal bir krize soktu . Yeni iktisadi ve dolayısıyla toplumsal düzene ihtiyaç duyuldu : Neoliberalizm .
Ama korkuyorlardı , çünkü '' yeni '' diye '' yutturulacak '' sistem 1929 ' da ki dünya ekonomik krizinde bozguna uğrayan sistemdi . Yeni filan değildi . Bu nedenle ...
Latin Amerika ülkesi Şili laboratuvar olarak seçildi .
Halkın oylarıyla iktidara gelmiş Salvador Allende , 11 Eylül 1973 ' te faşist General Pinochet ' nin askeri darbesiyle yıkıldı .
Pinochet ' nin ekonomik danışmanlığına neoliberal M. Friedman getirildi . Pinochet ' nin '' ekonomi prensleri '' ise Friedman ' la aynı ekolden gelen Chicago Okulu ' ndan mezun Şilililer idi .
Yedi yıl sonra Türkiye ' de de yaşama geçirecekleri yapıyı ilk kez Şili ' de '' yeni ekonomik sistem '' diye denediler ...
Neler mi yaptılar ?
Hepsini siz de yaşadınız aslında ...
Şili sosyal devletine son verdiler .
Eğitimden sağlığa her şeyi paralı yaptılar . Şili pazarı ardına kadar yabancı sermayeye açıldı .
Özelleştirme yapılarak tüm ekonomik işletmeler satıldı .
Başta tarım olmak üzere üretimi azaltıp ithalatı arttırdılar .
Maaş ve ücretleri dondurdular ve buna rağmen vergileri çalışanların sırtına yüklediler .
Sistem tamamen finansa dayalıydı ; yani tanrı dolardı .
Bunu '' Faiz ...Şu anda bunu tehir ediyoruz . Ama kaldırmaktan vazgeçmiş değiliz '' diyen Erdoğan ' a yaptırdılar . ( 6 Ekim 1997 , Yeni Şafak )
Halkın arzuları , hayalleri körüklendi , tüketime yönlendirildi .
Kredi kartı limitine göre insanlar saygı görmeye başladı !
Bu arada '' aman döviz , aman borsa '' diyen ekonomistler halkı kandırmaya başladı .
'' Kemerleri sıkın her şey güzel olacak ! ''
Kimse olup bitene ses çıkaramadı ...
Çıkaranları işkenceler , hapisler ya da faili meçhul cinayetler bekliyordu.
Aslında zaten askeri darbe ortalıkta baş kaldıracak kimseyi bırakmamıştı . '' Piyasa baskılardan kurtulmalıdır '' diyen liberallerin yardımıyla darbeciler sendikaları yok ettiler .
Toplumsal muhalefet ; feministler , çevreciler , eşcinseller , yeşiller , hayvan haklarını savunanlar gibi küçük gruplara bölündü .
Etnik ayrılıklar gündeme getirildi .
Neoliberal değerleri savunanlar , - büyük maaşlar karşılığı - gazetelerde yazdırılıp , televizyonlara çıkarıldı . Bunlar , halkı ezen bu iktisadi planı '' devrim '' diye yutturdular .
Oyun çok büyüktü ; bu '' ekonomik devrimin '' mucidi F. Hayek ' e 1974 ' te ; darbeci general Pinochet ' nin danışmanı M. Friedman ' a 1976 ' da , Chicago Okulu ' ndan G. Stigler ' e 1982 ' de, R. Coase ' ye 1991 ' de ve G. Becker ' e 1992 ' de Nobel ödülü verildi ! Bu '' filmin '' senaryo yazarları hep Nobel ödülü aldı !
(...)
Adına '' ekonomik devrim '' denen bu '' film '' Türkiye ' ye Turgut Özal ve 24 Ocak 1980 kararlarıyla geldi ; 12 Eylül askeri darbesiyle gösterime sokuldu .
12 Eylül ' e pek bu açılardan bakılmadı . Örneğin , Pakistan ' da kamulaştırma yapan Zülfikar Ali Butto ' yu darbeyle düşüren ve neoliberal politikaları hayata geçiren Ziya Ül Hak ile Kenan Evren ' in kardeş yapılması tesadüf olabilir mi ?
Fakir çocuklara bedava süt verilmesini kaldırdığı için İngiltere ' de '' süt hırsızı '' denen Margeret Thatcher , dünyaya '' demir leydi '' diye yutturuldu . Kovboy Ronald Reagan ' dan '' efsanevi başkan '' yaratıldı !
Bizde Turgut Özal ' a '' devrimci '' diye methiyeler düzüldü ...
Evet , Türkiye yeni bir döneme giriyordu ...
Zamanı gelecek ve ne diyecekti Erdoğan :
'' Türkiye ' yi pazarlıyorum . Bizim için verilecek para önemlidir . Her şeyi pazarlar satarız , parayı veren düdüğü çalar . '' Neyse ...