- Bihruz Bey'in damdan düşer gibi; - parlon damur sil vu ple! (lütfen aşktan bahsedelim.) demesi, özellikle de; - do kel amur vule vu kojo paıi? (bahsetmemi istediğiniz hangi aşktır?) bilmezlikten gelmesine; - do l amur do tam! Benim için aşk kaba tabiriyle karşılık vermesi affedilir munasebetsizliklerden, hazmedilir yanlışlardan mıydı? Halbuki Bihruz Bey kendi kabahatini anlayamadığı Mösyö Piyer'in munasebetsizliğini; mizacındaki asabiyetin her nedense heyecanda bulunmasına ve bu olumsuz durumun sorumluluğunu kadere yükleyerek konuşmayı sona erdirdi.
- Evet! Seviyorum... Seviyorum vesselam... Yer aynası... yer aynası... Ne kadar hoş sözler! ... Maloro ko jo suu...(mutsuzum) of! ... Amur amur!... Kes köse ko lamur? Se ton tambur... Se ton tambur! Tus kil ya do plu bet! Anfen jo lem, jo lem jo lem (aşk nedir? Bir trampet! Her şey aptalca! Sonunda onu sevdim) öyleyse ne yapmalı? Aramalı... Bulmalı... Yalvarmalı... Arkasını bırakmamalı.
- Sevda -ki bir insanın yalnız gönlüne değil, aklına, fikrine, iradesine kısacası bütün heveslerine, manevi kuvvetlerine hakimdir- daima, şüphe ve vesveseler içinde bulunmaktan haz duyduğundan kulakları ve gözleri her duyduğu, her gördüğü şeyi onun karakterine göre işitip görmeye, akıl her hükmünü onun arzusuna göre vermeye mecburdur.
- Kendimi bir dereceye kadar sevdirdimse de yüreğinde istediğim yere ulaşamadım...
- "Bir amaya 'karınız bir güldür' demişler. O da 'dikenlerinden öyle anlıyorum' cevabını vermiş..."
- "Fazla düşkünlüğün ve aşırılığın her çeşidi sahibine türlü maskaralıklar ettirir; özellikle aşk ve sevda, insanı hepsinden fazla maskara eder."
- "Bazı filozoflara göre, aşk ve ilgi, sahibini gülünç duruma düşürür. Bence ise adeta şey eder... Çünkü aşk ve ilgi zevzeklikten başka bir şey değildir. Bir Türk yazarı der ki: "İnsan, eşek olduğu için mi aşık olur, yoksa aşık olduktan sonra mı eşekleşir.""
- Bir amaya 'karınız bir güldür' demişler. O da 'dikenlerinden öyle anlıyorum' cevabını vermiş.