- Eve: Hey, selam. Uğradığın için çok sağ ol.
X: Cidden mi? Kıçımı öp Teğmen.
Eve: Her ne kadar hoş bir teklif olsa da o boyutta bir kişisel temas kurmama izin yok.
X: Bilmiyorum beni kasıklarımdan tekmeledin, kıçımı da öpebilmelisin bence.
Eve: Kural kuraldır. - Eve: Senden arkadaşım olmanı istememiştim. Ama işler öyle gelişti. Şimdi bu gerçekle yaşamak zorundasın.
Nadine: Lanet olsun. (dudakları bir gülümseme ile kıpırdandı.) ben de seni severim. Anlayamadığım deli saçması bir nedenle. - X: Seninle hiçbir yere gitmek zorunda değilim... seni kaltak.
Eve: Ah evet zorundasın. Neden, biliyor musun? Çünkü ben rozeti ve silahı olan bir kaltağım. İster burada, ister merkezde olsun dostum hiç fark etmez. Ama benimle konuşacaksın. - Eve: Evet, neyin var?
Peabody: Çikolata ile dolu bir ağzım yok, o kesin. Bazılarımız, isimlerini kesinlikle belirtmeyeceğim, yüzlerini çikolataya gömmüşken, ben dava yetkilisinin ilgisini çekebileceğine inandığım bir açıyı azimle takip ediyordum.
Eve: Katıksız bitter çikolataydı.
Peabody: Sen kötü bir insansın ve muhtemelen cehenneme gideceksin.
Eve: Bu gerçekle yaşayabilirim. - Eve: Ukalalar gününü görür işte.
Peabody: Sen hiç görmüyorsun ama. - Eve: Bana da o lanet kurabiyelerden ver, yoksa canını çok fena yakarım. Yakabileceğimi biliyorsun.
Peabody: Şu an hissettiğim korku en az size olan sevgim kadar büyük Teğmen. - Eve: Mcnab ile yaşadığın ciddi olgun şeye dair hiçbir şey duymak istemiyorum. Tüylerim diken diken oluyor.
Peabody: Sırf öyle diye, (hiç etkilenmeden devam etti) başka erkeklere bakamam diye bir şey yok. Gözleri olan her kadın bakar. Pekâlâ, sen bakmıyor olabilirsin ama yani bakman çok saçma olurdu zaten.
Eve: Bilmiyorum, belki de cinayet soruşturmasında olduğumuzu ve erkek avlama turuna çıkmadığımızı belirtmem gereken bir noktadayız. - Eve: Üç muhteşem hafta boyunca onun çirkin suratını görmeyeceğim, gıcırtılı sesini duymayacağım.
Roarke: Neden onun da senin hakkında aynı şekilde düşündüğüne eminim? İkinizin de o tükürük savaşlarını özleyeceğinize eminim.
Eve: Özlemeyeceğim. Bu gece kutlama için ?ve evet kutlama yapacağım- oturma odasında dans edip pizza yiyeceğim. Çıplak olarak.
Roarke: Bu kesinlikle çok hoşuma gider.
Eve: Pizzamı kesinlikle paylaşmam. - Eve: (Galahad'a doğru) O kemik torbası, o havadan nem kapan kıl herif tatile gidiyor! Çok, çok uzaklara. (Roarke'ın uşağı ama Eve'in can düşmanı Summerset'in, o akşam ve önlerindeki gelecek birçok akşam onu rahatsız etmek üzere evde olmayacağını bilmenin verdiği zevkle neredeyse şakır gibi konuşmuştu.) Önümde tam yirmi bir tane Summerset'siz gün var ve Tanrım çok mutluyum.
Roarke: Kedinin senin coşkunu paylaştığını sanmıyorum. (kenarına yaslanmış halde karsını izlediği kapı eşiğinden seslenmişti.
Eve: Elbette paylaşıyor. Sadece serinkanlı bir portre çizmeye çalışıyor. - Kolay olan her zaman doğru olan değildir. ...