- Aya gidilecek daha da ötelere, teleskopların bile görmediği yere. Ama bizim dünyada ne zaman kimse aç kalmayacak, korkmayacak kimse kimseden, emretmeyecek kimse kimseye, yermeyecek kimse kimseyi, umudunu çalmayacak kimse kimsenin? İşte ben komünistim bu soruya karşılık verdiğim için..
- Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, ? demeğe de dilim varmıyor ama ? kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
- Fevkalâde memnunum dünyaya geldiğime, toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum.
- Kafamı çıkarıp dolaba kilitlesem bir haftalığına karanlığına boş bir dolabın omuzlarıma bir çınar diksem kafamın yerine uyusam gölgesinde bir haftalığına.
- Yeryüzüne tohum gibi saçmışım ölülerimi, kimi Odesa'da yatar,kimi İstanbul'da ,Pırağ'da kimi. En sevdiğim memleket yeryüzüdür. Sıram gelince yeryüzüyle örtün üzerimi.
- İyi bak yıldızlara, onları belki bir daha göremezsin. Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin. Delikanlım!. Senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir. Yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir. Delikanlım!. Sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin, ya da bir darağacında can vereceksin. İyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha...
- Sevmek mükemmel iş delikanlım. Sev bakalım... Mademki kafanda ışıklı bir gece var, benden izin sana, seeeeev sevebildiğin kadar...
- Hani üstadın bir sözü var: «BOŞ GECELERİNİ DEĞİL, BOYDAN BOYA ÖMRÜNÜ VER İNKILÂBA...»
- Buna rağmen bu lodos, bu uğultu. Buna rağmen havada dişi bir ten kokusu ve yüklü bir yumurtalığın sıcaklığı...
- Gelen günler, geçen günlerden daha güzel olacak elbet.