- Gözlerine baktığımda kendi hayallerimi görüyordum. Birbirimize en son ne zaman baktık? Bilmiyorum...
- Bazı evlilikler çirkin sözler ve hakaretlerle, bazıları bol gözyaşı ve özür dolu sözlerle biterdi. Yani hepsinin değişik bir tarzı vardı. Değişmeyen tek şey üzüntüydü...
- "Başka insanlar adına karar veremezsin, özelliklede seni seven insanlar adına. Ama onlar için fedakarlıkta bulunabilirsin. "
- "Eski acıların denizinde yüzmekle o kadar meşgulsün ki nefes almak için yüzeye çıkmak bile aklına gelmiyor. "
- Hayatın paramparça olabilir, hatta büyük bir patlama bile yaşayabilirsin, ama sen yine olduğun gibi kalırsın...
- "Kalbim bana ait değilmiş gibi, sensiz atmayacakmış gibi geliyor... "
- Ama bu bangır bangır bağıran kendini koruma çığlıklarının arasındaki incecik bir sesten başka bir şey değildi. Yaşadıklarından aldığı en önemli ders, aşkın sonsuza dek sürüp gitmediğiydi. Kalbi kırık ve zayıf olmaktansa yalnız ve güçlü olmak daha iyiydi...
- Bazı şeyler üzerinde konuşulmayacak kadar can yakar...
- Elizabeth martiniyi itip kollarını birleştirdi.Son zamanlarda en sevdiği duruş biçimi buydu.Bazen kendini bir odada tek başına kalmış,kollarını nefes bile alamayacak kadar sıkı kenetlenmiş halde bulduğu oluyordu.Dışarı çıkmak isteyen bir şeyi içinde hapsetmeye çalışıyordu sanki.
- Çoğu kez farklı şarkılarda dans ediyormuş,birbirlerine ayak uyduramıyorlarmış gibi hissediyorlardı.