- Biliyorsun ölüler yaşlanmaz.
- Türkülerde o kadar basit anlam aranmaz. Onların anlamı çok derindir komşu!
- Sizin dilin her sözcüğü sonuna bir -s geliyor, öyle değil mi?
Evet.
Ben duydum horozlarınız Ü'ürü-üüüüs! Diye ötermiş. - Abdülmecit ilim irfana önem veren bir padişahtı.
- Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence. Ben buna hiç dayanamam. Nerde böyle bir olay, böyle bir kitap kıyımı görsem, o an başkaldırasım gelir. Nerde böyle bir olay, böyle bir kitap kıyımı görsem, o an başkaldırasım gelir. Başım döner, gözüm önümü görmez.
- Düşünüyorum: Köylülere nasıl götüreyim kitabı?
Akşam aklımda bu, sabah aklımda bu. Bir gün, "Eşekle götür ulan eşekle!" dedim kendi kendime. 'İki sandık yaptır üçer gözlü. Doldur kitapları sandıklara, sür eşeği köylülere! Böyle böyle köylüleri okumaya alıştır. - Marangoz istediğim sandıkları yaptı. Yüzerden 200 kitap alıyor ikisi.
Bir büyük defter aldım. Çizdim bölüm bölüm. Önce kendim gideceğim ya, işgörene de anlatıp gösterdim: ' Birkaç kez benimle gel git, sonra yalnız gidersin. Gider Karacaören'e, Karain'e bağırırsın: ' Kitapçı geldi! Haydin kitapçı geldi haaa!' - Ankara Ankara güzel Ankara,
Senden yardım umar her düşen dara,
Yetersin onlara, güzel Ankara! - Gönlün sığdığı yere köy sığar!
- Köye kitaplık açmak, çöle çeşme götürmek gibidir.