Cennet zaten hizmettir. Çalışmak kadar huzur veren bir şey yoktur. Zira hareket yaşam demektir. Ölüm durmak demektir.

Adamın biri hocasına gitmiş, demiş ki: 'Hocam Allah'ın emirlerine karşı geliyorlar. Bunlara bedduâ etseniz de bunlar da Allah'ın istediği gibi yaşar hâle geçseler veya cezâlandırılsalar, yaptıklarının hatâ olduğunu anlasalar.'
Onun üzerine hoca ellerini açmış: 'Allah'ım bu dünyada yaptıkları işlerden çok eğleniyorlar ve memnunlar. Âhirette de onlara bu hâli nasib et.' demiş. Şimdi bu duâyı duyan mürid çok şaşırmış, demiş ki; 'Efendim ben bedduâ edin dedim siz onlara duâ ettiniz.' Hoca: 'Oğlum bundan büyük bedduâ olur mu?' demiş. 'Bu dünyada bu kadar eğleniyorlar. Böyle giderse cenneti bulamayacaklar. Onların öbür dünyadaki cenneti bulabilmeleri için bütün bunlardan temizlenmeleri, arınmaları, acılar çekmeleri ve ondan sonra oraya ulaşmaları lâzım. Onun için bundan büyük bedduâ olmaz insana.' demiş.

Bir gün Hz.Ömer şeytanı yakalıyor ve diyor ki: 'Şimdi seni rezil edeceğim herkese.'
Şeytan diyor ki; 'Ben bin sene meleklere öğretmenlik yaptıktan sonra bir an Ben dedim ve düştüm. Sen şurada birkaç sene öncesine kadar çocuklarını kuma gömen bir putperesttin. Utanmıyor musun o halinden?' deyince, Hz.Ömer ağlayarak onu bırakıyor, 'Haklısın ya Şeytan' diyor.

Öyle bir âşık, bir kere demiş ki; 'Allahım bana hiç para vermiyorsun ki tıraş olayım.'
Önündeki ağaç altın kesilmiş, Onun üzerine; 'Seninle de hiç şakaya gelmiyor güzel sultanım' demiş.

Öyle bir âşık, bir kere demiş ki; 'Allahım bana hiç para vermiyorsun ki tıraş olayım.'
Önündeki ağaç altın kesilmiş.
Onun üzerine; 'Seninle de hiç şakaya gelmiyor güzel sultanım' demiş.

O halde dünyada etkiye tepki prensibi geçerlidir. Allah'tan ceza gelmez ancak zıt isimler birbirini cezalandırırlar. Yani karşılık verir.

Bir bitkinin büyüyüp gelişmesi nice zahmet ve mücadeleye bağlıdır. Ne yazık ki insanoğlu bu nebati şuurdan bile mahrumdur. Köke muhtaç olmadan meyve bekliyor! Bu yüzden geçmişini inkâr ediyor. Sonunda gayesine ulaşamadan ziyan olup gidiyor.

ve mesnevi bize öğretti ki, Allah.a yakın olmak ancak alçakgönüllülükle , tevazu ile mümkündür. Allah bizi, hepimizi tevazu sahibi yapsın ! ^_^ AMİN

Çünkü aşk, herşeyin ruhudur, içidir, gözüdür, kulağıdır.Aşk , bizim bütün ayıplarımızın maddi ve manevi tüm sıkıntılarımızın azia devasıdır, ilaçtır. Çünkü aşkla aynada, gerçek sen görünür.

Âlimin bir tanesi,gemiye biner. Fakat kendisi çok iyi bildiği için hemen kaptanı imtihan eder. Kaptan buraya gel bakalım,der.Sen fıkıh bilir misin,hadis bilir misin,Kur'an bilir misin..? Kaptan biraz mahçup olur. Bilmem deyince, peki ya fizik,kimya,matematik der.. Pek bilmem efendim deyince,'Vah vah..! ömrünün yarısı boşa gitmiş'diye kaptanla alay eder.Kaptan gayet üzgündür ama yolcuya bir şey demez. Birkaç gün sonra muazzam bir fırtına kopar. Kaptan gelir, âlime sorar: 'Yüzme bilir misiniz efendim..?' Hayır, der âlim. Öyleyse 'Vah vah..! Ömrünüzün hepsi, biraz sonra ilminiz dâhil boşa gidecek... "