- Dünyanın gerçeğinin değiştiği her durum, yeryüzünü insan için dayanılmaz kılar. Aslında her tür gerçeklik yarılması, insanda bir gerçeklik kaybına yol açar, dünya bir daha hiç eskisi gibi olmaz.
- Bazı kadınların erkeklere karşı duyduğu bağlılıkta, sevgiden, aşktan önce, hatta bunlardan bağımsız olarak köklü bir kölelik duygusunun yattığını düşündü. Belki bu, aşk değildi. Bazı kadınlar, bazı erkeklerdeki tahakküm edebilme gücüne bağlanıyor ve bunu aşk sanabiliyorlardı.
- Hayat sizi çok kırdıysa, hep bir başkası olmak istersiniz.
- Hayat herkes için bir değildi. Aynı sokakta yürürken bile aynı anı, aynı zamanı, aynı hayatı bambaşka yaşıyordu insanlar. Herkes, "güzel" ya da "yakışıklı" olmanın değerler tahakkümünde yaşasa da, güzel, yakışıklı, alımlı insanlarla, sıradan insanların dünyaları birbirinden çok farklıydı.
- Mucizeler hep güzel insanların başına gelir. Bu onların alışkanlıklarıdır. Güzel ve yakışıklı olanlar, bir gün yaşlanıp sıradan insanların gündelik hayatına düştüklerinde nasıl şaşkınlaşıyorlarsa, çirkinler de başlarına bir mucize geldiğinde öyle şaşkınlaşıyorlardı. Dünyanın gerçeğinin değiştiği her durum, yeryüzünü insan için inanılmaz kılar. Aslında her tür gerçeklik yarılması, insanda bir gerçeklik kaybına yol açar, dünya bir daha hiç eskisi gibi olmaz.
- Dünya bütün zenginliğine karşın, azdı. Çokaz. Ve insanlar onunla yetinmek zorundaydılar.
- Zamanın yaraları sardığı acıklı bir yalan. Hayatını değiştirmeye niyeti, kendini dönüştürmeye cesareti olmayanların inanabileceği türden cılız bir teselli. Zaman bir ölü yılan. Kendine dahi hayrı yokken deva olmaz hiçbir yaraya.
- 1