- Bu dilencilik işinin de kendine göre bazı kuralları vardır, hatta bazı kuralları birçok işinkinden iyidir, çünkü hiç olmazsa bu iş, uygar insanlar tarafından terk edilmiş yabani yerlerde değil, büyük ve düzenli bir şehirde, dünyanın başkentinde yapılabilir ancak. Yalnız bu işte çalışabilmek için bir numara gereklidir. Bir de izin belgesi; bu belge ve numara da, tabii ücretli olarak, ancak bir yerden temin edilebilir: Old Oak Sokağı?nda bir dernek vardır ve bu derneğe üye olmak zorunludur..
- Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin? Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz. Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne? Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime? Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kiminki? Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler? Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsın sen bizim Dikeceğiz seni bir duvarın dibine Ama madem bir sürü iyi yönün var Dikeceğiz seni dibine iyi bir duvarın İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni. Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa...
- ''Madem İyisin Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin...''
- ''Tanrıya şükür her şey çabucak geçer. Sevgi de, hatta keder de. Nerede dün gece dökülen yaşlar? Geçen yıl yağan kar nerede..?''
- Acıya sevinen zalimlerin zevk çığlıkları, bir gün kendilerini sağır edecektir...
- ''...Bana bir iyilik yap, bu kadar çok sevme beni... En son sevildiğimde duymamıştım, en küçük bir sevinç bile...'
- ''Sevme kapasitesine sahip, sevilme yoksunluğundaki insanlar, kafalarında bir resim çizerler... Çevrelerindekilerle sınarlar resimlerini... Çevrelerinde de, sevme kapasitesine sahip, sevilme yoksunluğunda kişi varsa eğer, özveri başlar, resim cisme dönüşür... Aşk derler adına... İnsan denen sosyal yaratık, alemde yenileme yeteneği en yüksek olandır... Yerel ve düşünsel ayrılıklar girdi mi araya... Aşk biter, resimle kalınır başbaşa... ''
- Sen kazandın, ama ben haklıydım...
- İnsanların mevkileri yükseldikçe yüreklerini etkilemek bir o kadar zorlaşır.
- Bilindiği gibi, zamanımızın insanlarını etkileyen çok az şey var, bunlar da sık kullanılırsa etkilerini yitiriyorlar. Çünkü insanlarda, duygulanmanın zararlı sonuçlarını görünce kendilerini duygusuzlaştırabilme yeteneği sonsuzdur.