- İslamiyet Türk halkında çok derin köklere sahiptir. Kuruluşundan yıkılışına kadar Osmanlı İmparatorluğu İslam gücünün ve inancının gelişmesine ya da savunulmasına adanmış bir devler olmuştu. Klasik Müslüman kültürlerinin miras aldığı gelenekler Türk düşüncesi, yaşamı ve edebiyatının içine işlemişti. Her ne kadar bu gelenekler yeni ve farklı bir şeye dönüşse de temelde sarsılmaz olarak İslamî karakterini sürdürüyordu. (s. 571)
- İlk teşkilatlı işçi grubu görünüşe göre 1871?de kurulmuş olan Ameleperver Cemiyeti idi. Bu grup muhtemelen 1872?de Kasımpaşa?daki tersane grevinde de belirli bir rol oynamıştı. Türkiye?deki bu ilk grev, ayardır ücretleri ödenmeyen yaklaşık 600 Müslüman ve Hıristiyan işçinin beraberce giriştikleri bir çabaydı. Padişah?a, Sadrazam?a ve Bahriye Nazırı?na sundukları dilekçelerden ve taleplerden bir sonuç alamayınca işçiler greve gitti. ?Ödeme yoksa iş de yok? ilkesiyle iş bırakan işçilerin ücretleri birkaç gün sonra ödendi. (s. 643)
- Türkiye?deki İslam imparatorluğundan Türk ulusal devletine, bir Ortaçağ teokrasisinden anayasal bir cumhuriyete, bürokratik bir feodalizmden modern kapitalist bir ekonomiye geçişteki temel değişim, reformcuların ve radikallerin art arda gelen dalgalarıyla, uzum bir zaman dilimi içinde gerçekleşmiştir. (s. 650)
- Osmanlılar ile Sovyetler Birliği'nin kaderinin karşılaştırılmasında milliyetçilik ve liberalizmin şiddetli gücü, ideolojilerin iflası, politik yapıların çöküşü gibi ideolojik ve politik konulara dikkat çekilmektedir. Tüm bu konularda Ruslar da, Türklerin geçtikleri yollardan geçmişlerdi ve şanslı olsalardı onlar da milli tarihlerinde yeni bir sayfa açacak bir Mustafa Kemal Atatürk bulabilirlerdi.