- Öcalan?ın HDP ve devlet heyetiyle İzleme Heyeti?ni konuştuğu toplantıda, devletin Hilal Kaplan önerisine karşı ismi geçen Nihal Bengisu Karaca?ya yönelik şunları söylediği iddia edilmişti: ?Nihal Bengisu Karaca?yı çok gözüm tutmuyor. Sadık olmayabilir. Nihal Bengisu Karaca olsa bile o muhtevasını dayatmaması lazım. Ona söyleyin, gazetedeki gibi yaparsa ya ben çıkarım ya da onu kovarım.?
- 9 Ocak 2015 tarihindeki toplantıdan birkaç gün önce HDP Heyeti, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme gerçekleştiriyor. Bu görüşmede Yalçın Akdoğan, Efkan Ala ve Muhammed Dervişoğlu da hazır bulunuyor. HDP?liler bu görüşmenin içeriğini Öcalan?a aktardıktan sonra Öcalan, bir soru soruyor: ??Bir kararlılık var mı? Mesela başbakanla yaptığınız görüşmede bir kararlılık gördünüz mü? Heyet olarak düşünceniz nedir?? HDP heyetinin verdiği yanıt şöyle: ?Heyet olarak ortak görüşümüzdür. Bu konuda hükümetin bizce net tutumu yoktur. Tam bir kararlılıktan bahsetmek bir risktir. Kamu düzeni meselesine çok takmış durumdalar, bunu her şeyin önüne getirme durumları var.? Sırrı Süreyya Önder?in HDP heyeti adına yaptığı bu aktarımdan sonra Dervişoğlu söze girerek şu müdahalede bulunuyor: ??Orada başbakan bu işin sorumlusu olarak size bir kararlılık ifade etmedi mi? Müzakerelere geçilmesine bir sakınca yoktur demedi mi?? Önder ?Evet görüşmede kararlı olduklarını, müzakereye geçilebileceğini söyledi? diye yanıt veriyor.
- Öcalan, bu ikili diyalogdan sonra şu değerlendirmeyi yapıyor: ?Evet başbakanın niyeti ile ilgili bir şey demeyeceğim. Ancak çok romantik bir başbakanla karşı karşıyayız. Yeterince deneyimi yok ve yüzeysel yaklaşma durumu var. KGM?nin burada olması benim için de önemlidir. Demokratik özerklik nedir, açıklayacağız. Kamu güvenliğini açıklığa kavuşturacağız. Yerel özerklik, güvenlik nedir, bu konularda kavram ve kuram açıklığına ihtiyaç var. Kürt reformasyonu, demokratikleşme, yerel demokrasi, belediyeler, seçim, tüm bunları burada kavram ve kuram düzeyinde ele alacağız.? Öcalan, özetlediğimiz uzun bir değerlendirmeden sonra çözüm için 1993?te Özal ile başlayan süreçleri hatırlatıyor, çözüm niyetlerinin başbakana aktarılmasını istedikten sonra şunları söylüyor: ??Bizim geçmişte de niyetimiz vardı. Özal?la yaptık, fakat Özal öldürüldü. Şimdi de binlerce provokasyon var. Bunu başbakana ve Yalçın?a (Akdoğan) anlatın. Davutoğlu çok deneyimsiz, tarihi bilmiyor, Yalçın da bilmiyor. Yüzeysel hatta çıkar temelli yaklaşıyor.?
- Öcalan, ?Yaptığımız işlerin hepsi yasadışıdır. Bu nedenle parlamentonun beni nasıl tanımlayacağı önemlidir? demiş.
- Öcalan, yaptıkları işin bir hukuka ihtiyacı olduğunu savunarak şunları söylemiş: ?Parlamento bir yasa çıkaracak ve bu yasa dışılığa son verecek. Çünkü bizim yaptığımız işlerin hepsi yasadışıdır, öyle değil mi? İşte MİT?in iki müsteşarını niye sorgulamak istediler? Çünkü yaptıkları iş yasa dışıdır, suçtur. Haluk Koç çıkıp konuştu, ?Bu yaptığınız anayasaya aykırıdır, suçtur? dedi. Doğru söylüyor, suçtur. MİT müsteşarı neyle yargılanmak istendi? Vatana ihanetle. Avukatlarımın otuzdan fazlası tutuklu. Siz vekil olmasaydınız sizi de alacaklardı belki. Hepimiz vatana ihanetle yargılanabiliriz. Ne demek istiyorum? Gayrimeşru bir iş yapıyoruz demiyorum. Ama yaptığımız işin hukuki bir güvencesi olmalıdır. Ben misyon sahibiyim. Bu isyanı sonlandıracak kişiyim. Bu nedenle parlamentonun beni nasıl tanımlayacağı önemlidir.?
- Heyetteki vekillerden Sırrı Süreyya Önder?den derhal Adalet Bakanı?na gidilmesini isteyen Öcalan, dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül?ü kastederek, ?Örneğin infaz erteleme olabilir. Cumhurbaşkanının da yetkisi var. Sağlık sorunları vesaire gerekçesiyle, sürecin sonuna kadar mesale. Fakat bunun olabileceğini sanmıyorum tabii. Siz yine de bunu AKP ile konuşmalısınız. Daha önce ev hapsi, af falan olmak dedim. Süreçle zaten hepimiz özgürleşeceğiz dedim? diye konuşmuş.
- PKK lideri, Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmedeyse şu ifadeleri kullanmış: ?Öcalan çıksın, af falan deniyor. Bir defa ben affedilecek bir suç işlemedim. Bana bu hafta, bu ay dışarı çık deseler, ben burada kalmayı tercih ederim. Koşullar oluşmadan çıkmam mümkün değil. Ben siyasi davası olan bir adamım ve bu yüzden buradayım. Çıkacaksam da bu çıkış siyasi gelişmelerle olacaktır. Ama bu yaz adada bazı mekan değişiklikleri olabilir. Daha geniş bir mekana geçibilirim. Misafirlerimle toplantı yapabileceğim daha geniş bir yer olabilir. Belki de inşaatına başlanmıştır burada, bilmiyorum. O zaman Kandil?dekiler de bu yaz buraya gidip gelebilirler. Hatta en son silah bırakma gibi şeyler de bir kongreyle olur. Benim bizzat kongreye katılmam gerekebilir.?
- Başkanlık sisteminin getirilmesinin düşünülebilir olduğunu savunan Öcalan, ?Yalnız burada Başkanlık ABD?deki gibi olmalı. Devlet Meclisi gibi bir senato. İkincisi, bir de halklar meclisi. Bunun adı demokratik meclis de olabilir. Bu da ABD?deki Temsilciler Meclisi gibi olabilir, Rusya?daki Alt Duma gibi olabilir. İngiltere?deki Avam Kamarası?nın Türkiye versiyonu gibi. Esas olarak Halkların Demokratik Kongresi?ni (HDK) parlamentoya uyarlamak gibi düşünebiliriz? dedi.
- Tayyip Erdoğan ve AKP?ye ilişkin kaygılarını da dile getiren PKK lideri, sözlerine şöyle devam etti: ?Hükümet kesin vesayetten kurtuldu mu, hesaplaşma tam olarak yapıldı mı? Tayyip?in hükümet mekaniği şu: Kürt Hareketi?ne vurduğu kadar kendisine izin veriliyor; vesayet kurumu, güç odakları tarafından kendisine alan açılıyor. Başbakan bu yöntemi bir iktidar aracı alarak görüyor, PKK?ye vurarak yerini sağlamlaştırıyor.?
- Süreci değerlendiren Öcalan, AKP ve Erdoğan?ın, Gezi dolayısıyla ortaya çıkan gelişmeleri doğru okuyamadığını savunarak, ?Hegemonik ilkeyi benimsedi. Demokratik ilkeyi benimsemedi. Mursi de böyle yapmıştı. Diktatoryaya girdi ve devrildi. AKP demokratik ilkeyle hem darbeden korunur hem de demokratikleşmeye katkı sağlar. Temel yaklaşımımız demokrasidir. Demokrasiyi korumak demek Başbakanı da korumak demektir. Başbakanın demokratik işleyişe ihtiyacı var. Demokrasiyi yerleştiremezsek hepsi Menderesleşir. Darbeleri önleyemez. Başbakan ile yeniden görüşeceksiniz. ?Sen meydanlarda Apo?nun asılmamasına hayıflanırken Apo seni kurtardı, idamdan kurtardı? diyeceksiniz. Bana halen sen süreci yavaşlattın diyorlar. Oysa biz tam olarak çekilmiş olsaydık onu içeri atarlardı. Sonu Menderes gibi olurdu? diye konuştu.